(CHP’ de muhbirliğe
son 2 gün kala; Jurnal Genelgesine HAYIR !)
Hiryama’ya kalp acıtan “hala bilmediğim çok şey var, hayat böyle bitiyor ” dediğinde kansere yakalanan arkadaşı, gözlerin ekranda, aslında diyorsun sende, soruların cevabı çok basitmiş “bir dahaki sefer, bir dahaki seferdir. Şimdi, şimdidir”
Gerçekten de “şimdi, şimdi” miydi? Kim bilir.Bilinen dünyanın neresinde olunursa olunsun, Merkez Bankası 818,2 milyar TL. zarar açıkladığında, iflası teyid edilen bir ülkede, mevcut sistemde hiçbir şey değişmediği halde, değişmiş, değişecek numarasında, öfkesi yumuşatılarak, rahatlatılacak, fakirleştirilmiş bir toplumda, siyasette tavan yapmış otoriterliğe de balans ayarı ihtiyacı son kertedeyken; katkılarını, çalışmalarını inkar, abesle iştigalse de, iktidarın uyguladığı politikaların başarısızlığının getirdiği dip dalgası; hiç bir şey yapılmasaydı da, kesinliği mutlak, bir kazanımın göstergesi;
DEM haricindeki ; hamasetine, dönekliğine bakıp ‘bir şey yapamayacağına’ ikna olduğu İYİ Partiyi, oy oranı düşük Deva, Gelecek, Saadet…, …, partisini denklemden çıkarıp, ana muhalefet partisinin çatısı altında toplanıldığında iktidarı cezalandıracağına inandığının işaretini, Cumhuriyetin 100 yıl kutlamalarında veren Türkiyelilere, halklarına ait başarı, öyküsünü; “ oylar benimdir, demesin sakın” uyarısını, haklı kılacak kadar, kimse kendine mal etmesin, sahiplenmesin de.
AKP’nin yerleştirdiği otoriter tek adam rejiminin başarısı artık Türkiye’de de ; ABD ve Avrupa’da ki gibi – Ortadoğu coğrafyasında varlığı mumla aranan sol, sosyal demokrat parti programlarına haiz olmayacak – iki merkez sağ ve onları denetleyecek, dengeleyecek genellikle de ötekileştirenleri, çizgi dışındakileri temsil eden sol, çevreci bir parti üzerine oturacak siyasi yapının, “bu yalnız ve güzel ülkeye” biçtiği kader de; bakış açısı, düşüncesi, kökeni farklı olsa da, parmağında yüzükle başbakan olanın, o yüzükle başbakanlıktan; ceketiyle belediye başkanı olanın da ceketiyle belediyeden ayrılmadığı, “kamu kaynağının, kamuya harcanmadığı “ yağmacı, yeteneksiz tanıdıkların da makamlara gark edildiği, bir ortam olduğundan;
neredeyse bir ömür; 30,20 yıl boyunca, 7, 6, 5 kez atanarak milletvekili yapılmış Özel, Öztrak, Toprak, Salıcı, Ağababa, Bingöl, Köksal gibi, muhtemelen daimi belediye başkanlığı kadrosu ihdasıyla 2028 ‘de de, aday gösterilecek, bu imparator edalı belediye başkanlarının, kendilerini atayan partinin Oligarklarına, borçların ödemek için, mahalle delege seçiminden il, ilçe kongrelerine varacak, müdahilliklerinin devam edeceğini ön gördüğünden;
herkesçe benimsenen pragmatist yaklaşım “Kral mı öldü? Yaşasın yenisi”nin tezahürü ‘Özgür Özel’in, CHP’nin, böyle büyük bir zafer kazanacağını biliyordum’ övgüsünün, makam, mevki, ihale kapmak için yeterli olmayacağını düşünen yoldaşların, hevallerin; görgüsüzlüğe rahmet okutan, utandıran sosyal medyada paylaştıkları;
başta genel başkan ve parti meclisi üyeleri, misal Ankara’da kazanılan 16 belediye başkanın neredeyse tamamının; belediye meclis üyelerinin, hatta muhtarların mazbata alma, verme törenlerinde; başkan ve yardımcılarının odalarında, koltuklarının yanında, arkasında çektirdikleri fotoğrafları delen yalakalığın, riyakarlığın altına ‘yeter da ! anladık, sen başkanın ennn, ennn yakınısın, istediğini yaptırır, iş bağlarsın” yergisi yerine, güzellemeler döşeyenlerin; kentliliğin nezaketini, zarifliğini gömen bu feodal pespayeliği, baş tacı etmelerinde ki sebep; toplumun büyük kısmı gibi gelişime katkı sunacak karakteri, kişiliği olgunlaştıracak,
Gazi Mustafa Kemal’in “öcünü aldık” dediği Hektor’un, ayağı tezgiden Akhilleus tarafından öldürüldüğü Truva savaşının anlatıldığı Homeros’un İlyada ve Odysseia’dan; kurucu kadroya önerdiği Rousseau’nun “ Toplum Sözleşmesi”nden, Yusuf Atılgan’ın ‘sıradanlığa, alışılmışın kolaycılığına katlanamayan, hem farklıyı, hem doğruyu arayan Aylak Adamı”ndan, Youtube’daki onca Ahmet Arslan’a, Yasin Ceylan’a ait felsefe içerikli videolardan bi haber olmaları mıdır?
İşte bu, Alejandro Jodorowsky’in “kafeste (yaşatılanlar) doğan kuşlar, uçmayı hastalık (özgürlük ) sanırlar“ını sindirmiş, HEREM ilanıyla cemaatinin aforozuna uğrayan Yahudi Spinoza’ nın Tanrısı, Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”sıyla ilgili konuşmaların duyulmadığı toplumun, çoğunluğunu oluşturan; yarım yamalak yaşatıldığından demokrasi, demokratlık, laiklik, eşit temelli yurttaşlık,…, …, nedir bilmeyen, sosyal medya da herhangi bir sanat ve kültürel etkinlik paylaşımına rastlanılmayan, hiç hesap sormadığı “ (halkın değil) benim olsun, küçük olsun” zihniyetindekilere hizmetçilik yapan itaatkar uslu, makul vatandaşların, partili üyelerin, alacakları kararları onaylayacaklarına güvenen,
–az buçuk haberdar olsalardı, dünyada görülmemiş şey; yurttaşını, üyesini erdem yerine alçaklığı tartışılmaz ahlaksız davranış; Muhbirliğe itmeye asla kalkışmayacaklarından – Kant’ın “Ahlak felsefesin” den habersiz, ama yeterinden fazla kurnaz, Türkiye’nin Oligarklarının, CHP’deki temsilcilerinin, seçim sonrası ilk işleri, ilk uygulamaları ;
üstlenecekleri yerel seçim başarısını vesile kılacak fırsatçılıkta, parti içi anti demokratikliğe karşı, “CHP; emek eksenli sol, sosyal demokrat çizgiye gelmeli”yi savunan üyelerini tasfiye için “…..partimiz aleyhine,…. üyelerin disiplin kurullarına sevkinin kişilerin isim ve partideki görevleri ile… delillerin…29 Nisan 2024 tarihine…” talimatlı, darbe, diktatörlük artığı “Jurnal Genelgesi”ni yayınlamak, olmasın mı?
27.04.2024
Rukiye-Gülsen FEROĞLU