20 yıldır, iktidara gelmenin yolunun, basit yöntemi demokratikleşmeyi ve özgürlüğü ve kardeşliği ve eşitliği savunan ayakları yere basan politikalar, projeler, alternatifler üretme yerine;
kimin tavsiye ettiği muğlak, sağdan oy alma peşinde ; postmodernlikle sıradanlaştıracakları faşist, bir kalıpta sağcılaştırılma hareketinin istilasına uğratarak, özünden, ilkelerinden kopardıkları 100 yıllık CHP’ni; kendilerinin bile tahayyül etmediği parti Meclisi üyesi, grup başkan vekili “drama queen” Burcu Köksal’a “Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi’nin kapıları DEM Parti hariç her siyasi partiye açık olacak” dedirtmiş hale nasıl dönüştürmüşlerse artık,
yobazlığını, faşistliğini kapatmak için tarihinde görülmemiş bir şey yapılıp ” belediyenin kapısı herkese açık…ayrımcılık yapmayacağız ” diye belediye başkan adaylarına taahhütname imzalatılacakmış.
Öyle buyurmuş, yer aldığı günden bugüne tüm kararlarda imzasının bulunduğu CHP Parti Meclisi tarafından atanarak, 5 dönemdir milletvekili yapıldığı halde taze lanseli Genel Başkan Özgür Özel.
Üstüne, evrensel değer, kamu hizmetinden dil, din, ırk, cinsiyet farkı gözetmeden herkesin yararlanma hakkına ( hukuken de suçtur ) yasak koyan; “ hak , hukuk, adalet” yürüyüşüne katılmış bir avukat, 4 dönemdir de atamayla CHP milletvekilli yapılan , grup başkan vekilliğinin yanına “ kartvizitim de bulunsa fena olmaz”la kendini aday olarak atattığı Afyon belediye başkan adayı; hiçbir felsefei ve siyasal terminolojiye ait kitap okumadığını açığa çıkarmış “drama queen” Burcu Köksal da, meğer 10 Aralık 1948 tarihli insan hakları evrensel bildirgesinden ve sosyal demokrasinin ne olduğundan, ilkelerinden bi haber değil miymiş.
Eeee, ‘ ne var çoğu partili böyle zaten öyle olduklarından atanarak aday yapılıyor’ diyerek kenara çekilebiliriz de. Lakin, CHP’de bir de “namus ve şeref sözü “ verilen önseçimin yapılmamasına, liyakatsiz, beceriksiz , koltuğu dolduramayacağı , staj yapacağı belli eşin, dostun, akrabanın, sevgilinin arasında belediye başkanlığı, meclis üyeliği makamlarının taksim eden “atanma…atama” yöntemine;
güzelim partisine CHP ‘ ye reva görülen akıl dışılıklara karşı çıkan, eleştiren üyelere ; hiç bir gün ve niyeyse hiç sıra gelmeyeceğini bile bile haksızlığı, hukuksuzluğu , dayatmayı sineye çekmeleri “sırası mı şimdi, seçim var , bu AKP’ye yarar “ normalleştirmeli aba, altından sopa gösterilmiyor mu? Gel de ölme ! İşte o zaman , üyenin de iki kelam etme hakkı doğuyor, otomatikman.
Şöyle ki ; bugün bir kez daha “drama queen” Burcu Köksal tarafından kanıtlandı ki meğer; yaptıklarının, söylemlerinin CHP’ye zarar vereceğini, tepkiyle karşılanacağını, oy kaybettireceğini bile bile 20 yıldır ve hala;
başta sağ partilerden aday devşirme, aynı politikaları izleyip, aynı şeyleri yapmaya devam eden “küçük olsun benim olsun… amanda makamıma , servetime zeval gelmesin ” zihniyetinde ki CHP ‘li Oligarkların, yönetiminin varlığıymış, işbirliğiymiş AKP ‘yi iktidar, Erdoğan’ ı tek adam… savurdukları CHP ‘ yi de geçim kapısı, makam, mevki, rant bölüşüm yeri AKP’ ye benzeten.
Şimdi, Holoskost’ta, Auschwitz ve benzeri ölüm kamplarında sırf Yahudi olduğundan 6 milyon Yahudinin, başlattığa II.Dünya savaşının sürdüğü 6 yıl boyunca asker, sivil 60 milyondan fazla kişinin hayattan yitip gitmesinin, şehirlerin enkazlığının sebebi ırkçılığının, baskıcılığın acımasızlığın bedelini ödediklerinden;
“Diktatör yoktur. Eksik olan muhalefettir!” (Es gibt keine Diktatoren. Was fehlt, ist die Opposition) atasözünü şiar edinmiş Almanlardan daha iyi bilecek değiliz değil mi? vatandaşını inim inim inletmiş Faşizmin, diktatör Hitler’in nasıl ve neden onca yıl iktidarda kaldığını.
8.04.2024
Rukiye – Gülsen FEROĞLU