Söğüt ağaçları arasında zar zor seçilen köye uzak bir tepedeki mezarlıkta, fırtına ince toz halinde savuruyor karı. Kışın “Ve Durgun Akardı Don”u anımsatan bu manzaraya dalar “Dünya, şu güzellikte takılı…
Gülsen Feroğlu
Ayaza vurmuştu şehir. Sen ölüyordun; “50 gün yattım…. 50 gün… dile kolay… bir avuç kalmışım ….. onca gün bir doktorun aklına bile gelmedi… düşünsene”yle şikayetlendiğin Hacettepe hastanesinin onkoloji servisinde. Sen…
Henüz “ söylesenize, sahiden siliyor mu hatıralar ölümün ağırlığını” sorusunun cevabını bulamamışken siz, hayat da, yine, fütursuz bir genç misali yanınızdan geçip gittiğinde; bir yurt odasında “gel hocam gel, süper…
Dışarıda tam da olması gereken biçimde, tane tane, usul usul yağarken kar, senin gibi duymasam beti benzi sararmış bir annenin; Felek Encü’nün “Biricik oğlumu nasıllll benden aldın, hakkınız var mıydı…
Bir gün “olur a“ ulusalcı Kemalistliğinden kurtulur da rüştünü ispatlarsa; onlarca “Cesedi parçalanmış, gözleri oyulmuş evlatlardan bir evladın; Ayten’in babası; Hıdır Öztürk”ün ancak 19 yıl sonra anlatabildikleri / anlatabilmesi yüzünden,…
Sıkıntılarınıza, göz yaşlarınıza aradığınızda bir sığınak, dizi, film karakterleri gibi hemencecik koşup bir bankına oturacağınız, sahilinde yürüyeceğiniz bir denizinin olmadığı; onlarca ölümü, enkazı, hayal kırıklığını, savaşı seyreden; griliğini devletten, arsızlığını…
Zelal ölür, dünya da kaldığı yerden dönmeye devam ederken ışıl ışıl vitrinler, renk renk toplar, çam ağaçları, Noel babalar da olmasa kala kala elinizde bir Aralığın kaldığının ayrımına varamayacağınız vitrin…
% 40’lık bir kesimin hiç tatil yapamadığı ülkenizde, boğucu sıcakta, tıkılıp kaldığınız şehirde, cezveye kahve koyarken “Ahadannna peri perişan bir hayat yaşıyorum. Mutlandınız mı”yla denize sıfır bir evde; İKEA’dan alınmış…
Kırları, parkları, bahçeleri; leylaklar, hanımelileri, laleler çoktan terk etmiş, tezgahlarda kirazlar yerini dutlara bırakmışken, Metin Lokumcu’nun ölümü, Başbakanın “kadın mı, kız mı belli değil” tacizi, benzeri olumsuzlukların AKP’ye oy kaybettirmeyişi…
Eğer bir yerde, 20 milyon insanın ölümünün nedenlerinden biri “tek millet, tek devlet” ideolojisini benimsemiş devletin uygulamaları yüzünden dağa çıkmış o milletten olmayan gençlerle, onları öldürmek için devletin görev biçtiği…